AKILLI İNSANLARLA KONUŞMAYI SEVERİM. BENDEN AKILLI İNSANLARLA KONUŞMAYI DAHA ÇOK SEVERİM.



Salı, Mart 10

10

önce ekşi'ye gitti, sonra fokur'a. blogum ben öksüüz ben yetiim diye ağlamasın.


.revolutionary road.

filmde oskarlık tek bir şey varmış, 
michael shannon. zaten o da aday olmuş. ha alamamıştır, orasını bilemem. ben bilmem akademi bilir hatta.
şimdi birazcık spoiler vereceğim, müsaadenizle çocuklar...

1. film aşamalı gibi; önce bir adamın sıçma, sıvama ve üstüne mum dikme aşamalarını güzel bir şekilde izliyoruz. sonra aynı aşamaları kadından izliyoruz. o güzel sabah kahvaltısında april'in 

"-thank you, i enjoyed it too." 

derken ki bakışıyla, kadın adamın ağzına nasıl sıçar onu görüyoruz. kesinlikle finalde kendine ettikleriyle değil, bu bakışla sıçtı adamın ağzına. sonra bebeğini öldürdü, adamın ağzına bir daha sıçtı. sonra kendi öldü, bir daha. denecek bir şey yok, beklenen finaldi.

2. o finaldeki mr. givings'in kulaklığından bir adet reca edeceğim mümkünse. pls. tşk.

3. april'den birkaç inci var:

"-no one forgets the truth, they just get better at lying."
"-who made these rules anyway?"
"-i saw a whole other future, i can't stop seeing it."

4. ve son olarak, insan gibi dans edebilen bir adet kavalye edinmek, filmde hep beraber gittikleri vito's isimli mekana gitmek ve orada da çalınan 
dean martin'in sway isimli parçasıyla dans etmek istiyorum.

spoiler niteliği taşıyan cümlelerimi burada sonlandırırken, 
kate winslet'ın ciddi anlamda çok iyi bir oyuncu olduğunu söylemeden geçmek istemem. çok iyi.

Hiç yorum yok: