AKILLI İNSANLARLA KONUŞMAYI SEVERİM. BENDEN AKILLI İNSANLARLA KONUŞMAYI DAHA ÇOK SEVERİM.



Pazartesi, Kasım 30

110

yazayım biraz.

#1

geçen çarşamba püripak vaziyette bıraktığımız eve strike-back tadında bir geri dönüş yaptık. 3 gün izmit'te, bir gün ağva'da fink attım. kurban bayramı'na bir kez daha lanet ettim, ama gerekçem hayvan katli falan gibi bi şey değil. arkadaşım bayramlaşamıyoruz ki doya doya! herkes her yerde. kurban kesimi mevzusu yüzünden babamla bile bayramlaşmadım ben bu bayram. bütün gün evde üstümdeki xxl eşofmanlarla gezdim. sinirim bozuldu, bundan sonraki bayramlara sırf ayıp olmasın diye iştirak edeceğim. bi de babamdan fırça yememek için.

paragrafın meali: bir allahın kulu bayram harçlığı vermedi. sinirlerim bozuk üstüme gelmeyin.

#2

evden ayrılmadan evi bi güzel temizlemiştim. temizlerken ufak bir kazaya sebep olup ufacık dandirik televizyonu yere düşürdüm fark etmeden. sonra açmayı denemedik. bugün geldik, çalışmıyor. korkuyla bi fişe takıp açtım, biraz bekledim, cızırtı vardı gitmedi, görüntü de gelmedi. kapadım hemen. sonra bi koku geldi falan iyice korktum bıraktım. neyse televizyonsuz iyi ya böyle kitap falan okuruz.

paragrafın meali: öküz gibi çekelersen elektrik süpürgesini, yıkarsın tabi ortalığı. aşk-ı memnu'yu biriniz anlatırsınız sevabına. perşembe akşamı.

#3

mininova kapandı demişlerdi ama açılıyor gayet. zaten bigbangi indiremezsem olay çıkar.

paragrafın meali: mininova kapandı demişlerdi ama açılıyor gayet. zaten bigbangi indiremezsem olay çıkar.

---

bonus track * Levent Yüksel - Beni Bırakın

Cumartesi, Kasım 21

109

bu dönem 9 ders alıyorum, sonradan eklenen 2 adet formasyon dersi hariç. bu 9'un ikisi geçen yıl çaktıklarım. şimdi pazartesi sabahtan geçen yıl beni ezber yapmayıp kendi bildiğimi okuduğum için pisi pisine bırakan kaltağın sınavı var. ben cumartesi günümü evde ders çalışarak geçireceğim. diğer sınava çalışmaya vaktim bile kalmayabilir. ama ben şikayet ediyor muyum? hayır! etmeyeceğim de. bu sene vizeler nedense fıstık gibi geçiyor, sebebi sınavlarda çeviri yapıyor oluşumuz olabilir. çok ilginç, meğer çeviri yapınca iyi not alabiliyormuşuz da, bizim dangalak hocalar iki senedir çeviri hariç her haltı sordukları için geçen yılki not ortalamam yerlerdeymiş.

formasyon dersleri de öyle zamansız bir şekilde ve öyle salak saatlere eklendi ki, resmen baltaladı bütün dinlence günlerimizi. sınavı desen ayrı dert, sınav haftasından apayrı bir zamanda saçma sapan şekilde ayarlanmış. belirsiz olduğu için biz de hiçbir işimizi belirleyemiyoruz, zira hem derse devam zorunluluğu, hem sınavdı bilmem neydi işleri yüzünden kazara okula gelmediğin gün patlayabilirsin. halbuki okulumuzla ilgili övündüğümüz neredeyse tek şey sınav haftalarının düzenli oluşu.

dangalak okulumu sevdiğimi hep söylerim. dün kampüsten çıkarken hep bir ağızdan söyledik hatta.

Cumartesi, Kasım 14

108

aşağıdaki yazıyı bugün okulda iştirak ettiğim ilk formasyon dersinde yazdım. eğitim bilimlerine giriş. öğretmenlik okuyan gençlerimiz için üzüldüğümü belirtmek isterim. zira psikoloji dersi konusu olan pavlov'un köpeği vs. hariç çekilecek çile değil. ve benim devam zorunluluğum var. hmpfs.

hava güzel soğudu. bugün kuru soğuk vardı. güneş gözlüğüyle titreyebilmek mesela. neyse işte, havalar soğudu soğuyalı geçirdiğim en güzel gün bugündü. adam oldu havalar tamamdır.

------

fen edebiyatın amfilerinin camından karşıda yemekhanenin çatısı ve arkada gökyüzü görünüyor. çok aydınlık o yüzden amfileri seviyoruz. seviyorum daha doğrusu. diğerleri başka işlerle meşgul.


şimdi burada oturup karşımdaki adamı dinlemiyorum. sonra bana bu oturmaların ve birkaç fotokopi parasının karşılığı olarak hocalık vasfı vereceklermiş. ne güzel. çok iyiler bence herkes yapmaz bunu.

hava hafiften kapalı. evden çıktığımda deli bi güneş vardı. sanırım yeditepeliler güneş gözlüklerini takabilsinler diye güneş var bizim orada. ben de taktım hem.

insan neden powerpoint sunumunun fonuna deniz manzarası koyar?

seda sakatlandı.
esin dün cinnetle birlikte sınıftakileri haşlamış.
fatoş her zamanki polyannalığında.

bu adam bi de kitap alın dedi yahu.
neyse.
bugün vizelere çalışmaya başlıyoruz. eve giderken türk kahvesi almam lazım.
bi süre hayat zindan olacak gibi.
ben sapık ve şerefsiz sevgilimi özlüyorum.
böyle yuvarlanıp gidiyoruz. --> bkz: vamos tirando.

not: seda pablo'yu bornozlu görmüş rüyasında.