AKILLI İNSANLARLA KONUŞMAYI SEVERİM. BENDEN AKILLI İNSANLARLA KONUŞMAYI DAHA ÇOK SEVERİM.



Pazartesi, Eylül 27

185

gene somebody else's lover dinliyorum yarabbi.

çok para kazanmam lazım. çünkü paşalar gibi hem çocuk hem kariyer yapmak istiyorum. o bebeğiyle parlamentoya katılan italyan hatun gibi mesela, boynuma dolayıp çocuğu her şeyi yapabilirmişim gibi geliyor.

tüm bu hissiyatımın sebebi de o kanal d deki dizide oynayan osman çocuğu. ulan osman aklımı başımdan aldın velet. aşığı oldum.

yarım saate de seneyi devriyemiz. vay anasını.

Cuma, Eylül 24

184

bi çeşit feridun düzağaç oldum. mütemadiyen ağlıyorum ben de.

dün türker'i havalimanından gönderirken o kadar ağlayamadım, üzerimde baskı vardı bi de sanırım insan içinde bi yere kadar ağlayabiliyorum. gayet metin olup etrafı da üzmeden öyle durabildim de, eve gelince kötü oldu. hem diyorum tek kalayım ağlayayım iyidir, yani ağlayayım da bitsin tutmak kötü çünkü kendimi sıkmaktan solunum yollarım acıyor şu an. bi yandan da tek kalmayayım istiyorum korkuyorum.

kendi ağlamamdan korktum dün ilk defa. kısa vadede kesilmesini umuyorum. bişilerle ilgilenmeye başlayayım da zaman da geçsin benim de kafam dağılsın istiyorum. okul açılsın okulda anamızı bellesinler ki ağlamaya vaktim olmasın istiyorum. ama ağlayacağım, kaçarı yok. merak ettiğim, hangi akla hizmet feysbuka anniversary diye tarih girmişim. şimdi çıktı işte kenarda duruyor.

Pazartesi, Eylül 20

183

feysbukta küçülmeye gittim. 211'den 124'e düşürdüm sosyal ağımı. 87 kişiyi bi solukta harcadım.

blogun temasını artık değiştirmenin zamanı geldi sanki. bi sonbahar kış kreasyonu fena olmaz.

Pazar, Eylül 19

182

şu bi haftada yaptıklarım. ömrümün çok az zamanını gerçekten yoğun geçirmişimdir, gerisi kendime fazla gelen şeylere ettiğim şikayetlerden ibaret. evet tembelim. ama bu hafta yoruldum. hala da uykum var.

balkondan esen rüzgar için şükrederim ben arkadaş.

yarın dönem start alıyor, salı ders kaydı yapıcaz, bu hafta da onaylar falan derken ders olmayacak diye haber geldi sevindim çok. o yüzden yarını temizlik günü ilan ettik. ki bugün odamı pakladım, içim ferahladı mutlu oldum. şimdi de çamaşır yıkadım bi makina, onları da asayım daha sevinecem.

geçen yıl ferifer'e yılbaşı hediyesi olarak aldığım defterden kendime de aldıydım. şimdi büyüğünü buldum. o kadar sevindim ki gören ömründe defter sahibi olmamış sanırdı. bütün istiklali deftere sarılarak liseli kızlar gibi yürüdüm. zaten dün çok başka bi havam vardı gerçekçi olalım. ben gördüm o havayı en azından, orda burda aynalarda.

seda ile tesadüfen aynı kitabı okumaya başlamışız.

türk kahvesini çok şahane yapıyorum. tek numaram budur şu koca hayatta.

Cumartesi, Eylül 11

181

evime geldim. daha da bayram var demeyin, 9 günlük bayram tatiline duyduğum heyecan bile gitti.
şu an hayata ümitle bakmama sebep olan bu birinci durum haricinde, bir de börgırdan yemek söylemiş onu bekliyor olmamız var, bu da ikinci sebep.
cibinliğimi özlemişim, göt kadar odamı, sığışamayan eşyalarımı, çamaşır sepetimi, salonumuzu, 5 çubuk çeken internetimizi, balkonumuzu, özlemişim.
büşra bilgisayarı ilk açınca kenarda foreca tarafından windows 7ye verilen hava durumu hizmetine baktı ve "bunu da izmit yapmıştım dur istanbul diye değiştireyim, geldiğimiz resmen belli olsun" dedi. ona bile sevindik.

home sweet home muş, bizimki bütün toz alınmamışlığına rağmen bal dök yala be!

Pazar, Eylül 5

180

kendime yeni bir memnuniyetsizlik buldum, saç rengim. pişman oldum itiraf ediyorum, evet tepeden çıkmış beyaz saçlar çok iğrençti ama pişman oldum yine de. her beyaz tenliye koyu renk saç yakışacak diye bir kaide yokmuş. gene de idare eder bi halde, işte akana kadar idare edecek mecburen. mor kafamla bir süre aranızdayım.

kadir gecesi malum, mübarek bir zat olan kardeşimin de doğum günü. o yüzden birazdan kuzen tarafından kavrulan helvaya mum dikeceğiz. şaka bi yana, iyi kandiller.

haberlerde u2 üyeleriyle başbakanın buluşmasını görünce, gözümün açık gitmeyeceğini anladım. bu memleket bunu da gördü, enteresan bi kare hakikaten. günlerdir haberlerde u2 u2 dendiğini duyup da iplemeyen babam bu kareyi görünce şimdi bu adamlar çok mu meşhur dedi, evet görmüyo musun yaşlı başlı tipler dedim. ne iş yaparlar, rok müzik mi dedi, evet dedim. kafa sallayanlardan yani dedi. siz her rokçuyu kafa sallıyo zannediyosunuz dimi dedim, başladım isyana. u2dan girdim, beatlesdan çıktım. clapton var babacım dedim, gilmour amcamız var falan. şaka şaka, yok kafa sallamaz bunlar efendi adamlar dedim kapattım konuyu. rok camiasını savunmakla uğraşamam, yüz karası tipleri açıklayamıyorum gene ben suçlu oluyorum. kafamı da mora boyamışken gerek yok dedim.

bunun dışında, tatil artık bitsin diyorum. canımı sıkan önemli bi iki mevzu dışında iyi sayılırım. havalar dengesizleşti kafama vurdu bi tek o kötü.

Cumartesi, Eylül 4

179

böyle sıkıntı sıkıntı falan derken işi köküne kadar götürdüm, dibine vurdum. saçları kestirdiğim yetmedi, bi de mora boyadım.