AKILLI İNSANLARLA KONUŞMAYI SEVERİM. BENDEN AKILLI İNSANLARLA KONUŞMAYI DAHA ÇOK SEVERİM.



Perşembe, Şubat 4

128

128 diye otobüs vardı da, metrobüs gelince pabucu dama atıldı. yoksa böyle tıklım tıkış balık istifi falan. ey gidi günler.

Bir anı:

30 ocak 2010. Günlerden cumartesi. Efeturdayız. Lanet devam ediyor, efetur filosu peşimizi bırakmıyor. Neyse ki bugün biraz eğlenceli, süpersonik bir muavin eşliğinde yol alıyoruz. Neşemiz yerine geldi. Adam çok misafirperver. Yolculara nerede ineceklerini sorarken, hepsine tek tek teşekkür etti. Sonra, içecek ikramına geçmeden, elinde yarısı dolu bir fanta şişesiyle geldi, fanta isteyen var mı diye yakınındakilere sordu. Önümüzde oturan kadın "yiyecek ikramı yok mu" dedi, o da "yok, bu fanta da benden" diye yani aslında bu da yok bana kurban olun siz gibisinden bi laf etti. güldü filan sonra. Ben su istedim fanta teklif edince, tabiii diyerek çok büyük memnuniyetle koştu su getirdi. Millete yüz kere su teklif etti. Büşra'ya da her getirdiğinden teklif etti. Çünkü o su almamıştı. Ben çay kahve servisinden kahvemi de aldım, Büşra yine bi şey almadı. En son elinde birkaç suyla gene geldi, Büşra'ya uzattı, neden almıyor ki gibisinden bir bakış attı bana da. Büşra da en son pes edip aldı suyu çok ısrar ettiniz falan dedi ama bana dedi sanki ben zorla veriyomuşum gibi anladı adamı ben uyarıyomuşum gibi. İşte saf biraz. Neyse, adam kahve çay dağıtırken yine almayan bir bayana gayet ev hanımı edasıyla "neden almıyorsunuz soğuk bi şeyler verseydim?" diye ısrarcı davrandı. Özetle ilginç bir şahıstı.

O günden bir kare:


Bir pre-böbürlenme:

sanırım 11 dersimin hepsini bütünlemesiz geçicem. bi tanesinin finali henüz olmadı ama o garanti yani. diğerinin de sonucu bekliyoruz, büte kalmazsam ondan da tamamdır resmi olarak ilan edebilirim.

Bir durum:

Yaşlanmam. İçimin geçmesi.

Bir durum daha:

Benim tatilde, Büşra'nın okulda olduğu şu günlerde ruhlarımızın içimizden çıkıp karşıdakine geçmesi. Dün akşam bütün gün evde yattığım halde sürekli yatar pozisyonda kafamı kaldıramıyordum, Büşra ise "yine ayaklanma vakti geldi" falan deyip böyle bi yerinde duramamalar falan... Çok acayip.

Bir haber:

Bir yığın not aldım, laflar serisi için. Saçma bulup aralarından eksiltmeler yaparım kesin ama yine de gelecek bi volume daha.

Bir yorum:

Meclistekilerin peygamber mevzusu için giriştikleri kavga çok komikti. Bütün gün farklı kanallarda izledim durdum hala doyamadım. Recep Akdağ'ın gözlüklerini çıkarması...

Bir laf:

KGRG! çok özlemişim seni.

Hiç yorum yok: