AKILLI İNSANLARLA KONUŞMAYI SEVERİM. BENDEN AKILLI İNSANLARLA KONUŞMAYI DAHA ÇOK SEVERİM.



Pazar, Haziran 6

162

son postu yazalı baya olmuş. o gün çok boktan bi gündü de ondan öyle yazmışım, çok ağlamıştım, beynim haşlanmıştı güneşten, ayak parmakçıklarımın rengi değişmişti, bağrımda güneş lekeleri oluşmuştu falan.

bugün de hava öyle kapalı ki sormayın gitsin. istanbul'da 2 gündür yağışlı bir hava hakim. daha doğrusu dün gündüz bi bok yoktu. hatta öğlen vakti işim olduğu için üsküdar'a gittiydim de ikinci beyin haşlanmasını yaşadıydım. sonra işte bi koyverdi yağdı falan, bugün de gök gürlüyodu. bikaç gün daha böyleymiş hatta. biz de seda ilen evi yedik. sabah türker kahvaltıya geldi, bi posta tıkındık baya böyle. söylemesi ayıp kahvaltılar güzel oluyor yedikçe yiyoruz. sonra seda patates kızarttı, pul biberle yoğurda buladık yedik onu da. sonra da evdeki abur cubur çekmecesini istila ettik. ne bulursak ağzımıza sokuyoruz birazdan ayakkabılara falan davranıcam ondan korkuyorum. neyse ki akşam ettik sayılır. bir iki de bişiler okurum, iş güç var onları yaparım falan biter gün. sonra yarın pazartesi zaten 6. geleneksel mübarek final haftaları başlıyor. sonra da yine 6. geleneksel kutsal bütünleme haftaları başlayacak. şimdiden çok heyecanlıyım.

açıkçası yapacak iş çok. mesela çarşamba 3 sınavım var, normal şartlar altında 3ünden de kalırım çünkü sil baştan ispanyolca öğrenmeme imkan yok şu kısıtlı zaman içerisinde. ne de post rheme falan öğrenebilirim, ne de program geliştirme. ama kalmıcam büyük olasılık. çünkü sabahkinden hocanın insafı+sağdan soldan kopya, öğlenkinden alt sınıftan alınacak notlara göz atma+ağzımın laf yapmasıyla bir sayfa yazma, akşamkinden de çatır çatır kopyayla 50 alırım.


böyle de bi hayat işte.
şu an bana şeftali suyu ya da red bull getirenin kırk yıl kölesi olurum.

Hiç yorum yok: