AKILLI İNSANLARLA KONUŞMAYI SEVERİM. BENDEN AKILLI İNSANLARLA KONUŞMAYI DAHA ÇOK SEVERİM.



Pazar, Haziran 13

163

163, lise numaramdı bak bu benim. dile kolay dört sene.

biraz üzgünüm, biraz içim sıkıldı bu hafta. geçen bi ağladım hatta, çok sıkıldım çünkü bunalmışım sanırım. ağlayınca geçiyo da işte hep ağlayamıyorum. yoksa zırlak olurum ondan korkuyorum her sıkıldığında ağla.

(bu arada bono'dan i am the walrus dinliyorum da, sonlara doğru love the people love the people kısmını çok seviyorum.)

neyse ne diyodum, heh işte biraz sıkıldım. hava bi bozdu bi açtı yaktı kavurdu falan. o arada da başımıza bir yurtdışı stajı çıktı, nasıldır nedir falan derken toplantısına gittik. %50 ihtimali var şu an ama, eğer o %50 ihtimal gerçek olursa ben 1 temmuzda başka bir memlekette staja başlamış olacağım. içimi sıkan da o. bi yandan acayip seviniyorum, önümüzdeki 2-3 yıl elime geçme ihtimali "olmayan" bir şey bu, olursa çok şahane olacak. bi yandan da nasıl giderim diye içim içimi yiyor, ben annemleri ayda bir görüyorum mesela, bu ay sonu gideceksem ya ancak havaalanında görürüm, ya da bi günlüğüne falan izmit'e giderim de öyle. finaller var, bütünlemeler var. vize pasaport işleri var. toplanması gitmesi var. diğer bi yandan, türker zaten eylül sonuna doğru basıp gidecek tee şubat'a kadar yok, 5 ay falan görmicem. şimdi bi de ben gidersem ekle onun üstüne de 3 ay, etti 8. türker zaten bugün gitti evine. onu da ancak havaalanında görürüm sonra bi daha şubata, belki şans eseri avrupada buluşma ihtimalimiz olur ama şimdiden hayali kurulacak bi şey değil o. neyse işte biraz sıkıldım diyeceğim odur. bugün de türker'i uğurladım geldim eve işte, şimdi oturdum kendimi çeviriye adadım ptesiye sınava götürülecek çeviriyi yapıyorum. başlayınca gidiyor körolmayasıca, nasıl da yapıyorum bi görseniz. işim buymuş işte böyle zamanlarda anlıyorum. allah belki başka bi vasıf da vermiştir başka bi yetenek ama henüz ben bilmediğim için şimdilik sadece tercüme hususunda iddialı olabilirim.

annemler de benden hevesliymiş yurtdışı mevzusunda ona çok şaşırdım.

neyse gidersek, her nereye gidersem gideyim feysbuka prag*budapeşte*viyana isimli bir albüm açacağım içiniz rahat olsun. bosna hersek falan çıksa bile yani hibeyi biriktirip gene gitmek lazım bi yerlere. neyse bak gene erken erken hayal kuruyorum. hem gidemem dayanamam diyorum hem 3 valiz kitap-dvd ile gelme hayali kuruyorum. olacak iş değil.

gece uzun, biraz daha çeviri yapmam lazım. sonra belki bi şeyler izlerim. ya da uyurum. yarın pazar. bütün gün evde pinek yapıcam iğrenç şortumla, ders çalışıcam yatıcam, kalkıcam yicem içicem çalışıcam yatıcam kalkıcam falan öyle.



ha-ya-let-ler-hiç-u-yu-maz-a-ra-mız-da-do-la-nır-lar.
sıkılınca bunu söylüyorum.

Hiç yorum yok: