AKILLI İNSANLARLA KONUŞMAYI SEVERİM. BENDEN AKILLI İNSANLARLA KONUŞMAYI DAHA ÇOK SEVERİM.



Çarşamba, Nisan 28

155

bugün ayın 28i. türker efendi'nin taksimin orta yerinde durup dururken uzattığı elini durup dururken tutmamın üzerinden 7 ay geçti. vatana millete hayırlı olsun. böyle şeyleri milli bayram tadında kutluyoruz biz, hasta ruhlu insanlarız.

bugün ayın 28i, yani nisanı da bitirdik. geçtiğimiz iki hafta boyunca vizelere koşturdum, ondan sonra işte cumartesi gün son iki sınava girdik, çıktığımız da hava çok iyiydi. fazla sıcaktı hatta. ve ben hapşırıyordum. sonra esin arkadaşım-anası babası doktordur kendisinin- elbette ki halimden anladı ve bahar alerjisisin dedi. sonra işte o günden beri burnum akıyor, hapşırıyorum falan. hatta dün sabah sesim de gitmişti. neyse, dün dersten sonra 4 buçuk gibi eve geldim. kardeşim kombinin bozulduğunu söylemişti ben evde yokken. ona sinirliyim ama yapacak bir şeyim olmadığı için oturuyorum. neyse işte ben öyle mal mal oturmuş ekrana bakarkene, büşra geldi eve. işte soyundu dökündü vs. benim de tam oturduğum masanın ardında balkon kapısı ve çamaşır askısı var. balkon kapısından içeriye su girmiş deli gibi, tee ordaki kilimi yarıya kadar ıslatmış bildiğin su var evde. ben de bunu fark etmiyorum. işte bi açtık balkonda nerdeyse 10 cm su, tabi eve girer. balkondaki su bidonu, rüzgarda savrulmuş savrulmuş ve boşalmış, düşünün ne biçim rüzgar var, dağda yaşıyoruz diyorum inanmıyosunuz. işte ben başladım küfretmeye, bi yandan yerleri temizliyorum bi yandan küfrediyorum. büşra da balkondaki suyu boşaltmaya uğraşıyor, o da sövüyor çünkü bi yandan su sebebiyle donmakta bi yandan da inadına deli gibi rüzgar esmekte. dayanamadım annemi aradım, zaten taşınmak istiyodum ama babamı ve annemi bi türlü ikna edemiyoduk çünkü üşengeçler. açtım telefonu zırıl zırıl ağladım söve söve, bıktım burdan derdi bitmedi dayanamıyorum vesaire diye bi güzel anacığımın duygularını sömürdüm. o da sömürüldüğünün ilk belirtisini içli bir ses tonuyla "ağlama ağlama...tamam orda oturmayın artık zaten." diyerek verdi. amacıma ulaştım. sonra neyse donduk falan ben daha çok hapşırmaya başladım burnum da durmak bilmedi.

annem aradı yarım saat yazamadım bak, şimdi de türker.

neyse tamam geri döndüm. anneme az önce de bi yığın konuştum gene babam ikna olmuş öyle diyor. çok şükür çok şükür.

bugün de ev sahibi geldi, kombiyi kendi kendine söktü, ki onu ben de yaparım yani bi şey yok. gitti bişilerini halletti getirdi taktı oldu bitti. ama tam olmadı gene. bu sefer de aşırı ısınıyor ama allahtan kış değil petekleri yakmak zorunda değiliz. duş alayım yeter bana. aman ne çok anlattım ama yapacak bi şey yok dertliyim dostlarım. artık ne annemin babamın keyfini bekleyecek halim kaldı, ne plan yapalım da şöyle oturalım da falan diye hayal kuracak halim kaldı, ne de okul bitiyor neyse 3. sınıftayım ha gayret bi sene daha diyecek kadar polyanna stoğum. okulun bittiği falan yok! bitse bile sonra ben napıcam yani tıpış tıpış izmit'e mi gideyim? burada bakıcaz bi çaresine başımızı sokucaz bi yere güzel güzel çalışıcaz, başka çaresi yok. o sebepten, bu kooskoca yazının asıl amacını dile getirebilirim artık: sizden ricam, önümüzdeki hafta hıdrellez var biliyosunuz, ki bence senenin en eğlenceli zamanlarından biridir, hıdrellezde dilek dileyen ve sonra onları gül ağacının altına eken sizler, o dilek kağıtlarının köşesine, marmara üniversitesi göztepe kampüsü civarı şeklinde çemberden bir muhit çizin, oraya bir yere güzel bir ev kondurun, tepesine güzel bir ev yazmayı unutmayın, içine de çöp adam şeklinde uzun saçlı bir beyza çizin. en belirgin fiziksel özelliğimi söyleyeyim, boyum uzundur. bacaklarım da çarpık. ama siz yine de garanti olsun diye tepesine beyza yazmayı unutmayın. şimdiden teşekkürler. bu ritüeli gerçekleştirmeyenler de bu sene başlayabilirler, geceden gül ağacının altına ekiyosunuz, sabah kalkıp alıp denize atıyosunuz. deniz olmayan bölgelerden okurlarımız var ise, ki var biliyorum, onlar da buldukları ilk su birikintisine salıversinler kağıdı.

çok teşekkür ediyorum şimdiden, buraya kadar okuduğunuz ve dilekte bana da yer verdiğiniz için. bi taşınayım, fotoğraflarını çekip ekleyecem buraya.

not: gül ağacı ve deniz bulmakta zorluk çekenler, paintte dileklerini çizip bana yollasınlar maille. ben çıktı alır eker, sonra da denize atarım. hiç sorun değil, maksat gönüller bir olsun.

4 yorum:

spica dedi ki...

ahahahah. salak karı. hakkaten çıldırmışsın.
ben de dileklerimi paintte çizip sana yollayabilir miyim? gül ağacı ve deniz konusunda sorunum yok ama bunu yapmak istiyorum =)

beyza dedi ki...

olabilir.

Adsız dedi ki...

http://i43.tinypic.com/2edsjeq.jpg

beyza dedi ki...

ya çok sağ ol da, yine ağaçlık orman bi yere çizmişsin evi olmamış. gerçi kampüse yakın güya ama hadi bakalım umarım kafa karıştırmaz.